SEVGİ SOFRASI
Bir gün dervişin biri bir bilgeye sormuş:
— Sevginin sadece sözünü edenlerle onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?
— Bak göstereyim, demiş bilge.
Önce sevgiyi dilden gönlüne indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsinin yüzleri asık,
oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da "derviş kaşıkları" denilen bir
metre boyunda kaşıklar.
Bilge sofradakilere,
— Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz. Diye bir de şart koymuş. "Peki!" deyip içmeye teşebbüs etmişler.
Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar
beceremiyorlar, yüzleri daha da asık öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine,
— Şimdi... demiş bilge:
— Sevgiyi gerçekten hissedenleri çağıralım yemeğe.
Yüzlerinde tebessüm olan insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun." denilince, her biri uzun saplı
kaşığını çorbaya daldırıp sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve
gülümseyerek, şükrederek kalkmışlar sofradan.
— İşte! demiş bilge ve eklemiş:
Etkinlik Sevgi Sofrası
Hedef Kitle Temel Eğitim
— Sevgi demek paylaşabilmek demektir. Bazen dostunu kendinden bile önce düşünmektir. Sevgiyi kalbiyle hisseden
sevdiğine karşı fedakâr olur. Sevgi karşılıklı olursa seni senden daha fazla düşünen olur.
Sevgi kalpte değilse onun adı sevgi olmaz. Kalbiyle seven kişi karşılık beklemeden paylaşır. Her seven bunu yaparsa
herkesin karnı doyar, kalbi huzurla dolar. Kalbi huzurla dolanın yüzünde tebessüm olur.
Gönlünüzden ve yüzünüzden sevgi eksik olmasın.
Kaynak: Ahlakımız Güzel mi?/Faik Güngör İHL Yayınları
SORULAR
1. Sevgiyi sadece dille ifade etmek yeterli midir?
2. Anne, baba ve arkadaşlarımıza sevgimizi nasıl göstermeliyiz?
3. Bu hikâyeden nasıl bir sonuç çıkarabiliriz?