FARE İLE KURBAĞA
Ormanda gürül gürül akan ırmağın kıyısındaki yosunlu kayalar arasında bir sabah su kurbağası ile fare karşılaştı.
Selam sabahtan sonra hayli söyleştiler, sonrasında arkadaş oldular, ertesi gün tekrar buluştular. Gün boyu
birbirlerine arkadaşlık ettiler, birlikte yiyecek aradılar, birlikte dolaştılar. Akşam karanlığı inmeye başlayınca da
yine fare kayanın kovuğuna, kurbağa suyun dibine çekildi. Gün doğunca, kurbağa sudan çıkarak sesleniyor ve
fare kovuktan çıkarak birlikte geziyor, söyleşiyorlardı. Fare "Sevgili dostum, geceleri sıkılıyorum bazen, sana öyle
alıştım ki!" dedi.
Kurbağa; "Ben de ama ben suda kalmalıyım, yapabileceğimiz bir şey yok."
Fare; "Düşündüm de..." dedi, "Geceleyin de görüşebiliriz."
"Nasıl?" diye sordu kurbağa.
Fare; "Senin ayağına bir ip bağlayalım, diğer ucunu da ben kuyruğuma bağlarım. Gece canımız sıkıldığında ipi
oynatırız, sen sudan çıkarsın."
Kurbağa fikri parlak buldu, "Tabi ya!" dedi, "Şimdiye kadar niçin düşünemedik bunu?" ve bir ip bularak bağladılar,
artık geceleri de buluşabiliyorlardı.
Ne var ki fareyi bir zamandır izleyen alacakarga, karanlık inip de yuvalarına çekilmeyi düşünürlerken hızla inerek
fareyi kaptı, havalandı.
Fareyle birlikte havalanan kurbağa hayıflanıyor, kendi kendine:
“Kendi rengin, kendi cinsinden olmayan biriyle dostluk kurarsan olacağı budur.” diyordu.
Kaynak: Yasemin ŞUHEDA/Yol Arkadaşı Cümleler
SORULAR
1. Kurbağanın hayıflanma nedeni nedir?
2. Yanlış dostluklar kurmanın bedeli neler olabilir?
3. Dostluklar kurarken nelere dikkat etmeliyiz?