CAN DOSTUM
Koşuyordum. Hiç koşmadığım kadar hızlı koşuyordum. Rüzgâr saçlarımı dalgalandırıyor, yüzüme çarpıyordu.
Arif resmen bağırdı bana:
— Hadi Necati koş biraz, geç kalacağız bak!
— Tamam, koşuyorum işte!
Koştuk da koştuk, yetiştik sonunda. Gün batımı başladı, yetiştik.
Tüm mahalle oturmuş gün batımını izliyorduk. Harika bir manzaraydı.
— Ne kadar güzel değil mi Arif?
— Evet.
Gün batımını seyrettikten sonra hep beraber tüm mahalle evlerimize döndük. Herkes sohbet ediyor, kahkahalar
atıyordu. Bir aile gibiydik. Gün batımını izlemek mahallenin günlük rutinlerinden biriydi. Gün batımı vakti geldi
mi mahalleli her zaman toplandığımız çimenliğe gelir, herkes gün batımını izlerdi. Bugün batımı başka bir gün
batımıydı bizim için.
Her zaman olduğu gibi sabah erkenden kalktım. Annem masayı hazırlamış kahvaltı yapmak için beni bekliyordu.
Babam ise işe gittiği için benden önce kahvaltı etmiş, evden çıkmıştı. Bugün hafta sonu olduğu için kahvaltı
eder etmez dışarı attım kendimi. Bizimkiler çoktan toplanmış ne oynayacaklarını tartışıyorlardı. Ben de aralarına
karıştım.
3. HAFTA
61
— Günaydın Necati. Geç geldin bugün.
— Günaydın. Siz erken toplanmışsınız asıl.
İkimiz de güldük. Uzun süre oyun oynadık. Sonra İrfan Abi geldi. Kendisi mahallemizde şehir görmüş tek kişiydi.
İki üç haftada bir İstanbul’a gider bizlere bir şeyler getirirdi.
— Toplanın gençler!
Herkes aynı anda koştu İrfan Abi'nin arabasının yanına. Arabanın bagajını açtı:
— Oyuncak, kitap ne varsa getirdim bu sefer size!
Herkes eşyaları inceliyor harçlığı yeten, bir şey varsa alıyordu.
— Necati, senin harçlığın ne kadar? Ona göre bir şeyler vereyim sana.
— Yok, İrfan Abi. Benim bu hafta harçlığım yok. Bu hafta babam pek bir şey satamamış da.
Biraz bekledi. Sonra da arabanın ön koltuğuna oturup, torpido gözünden bir kitap çıkardı.
— Al, sana hediyem olsun. Oku sonra gel, bana içinden bir şiir oku.
Pek de sevmezdim kitap okumayı. Öğretmenim oku demedikçe okumazdım. Ama sonra çoğu arkadaşımın bir
şeyler aldığını fark ettim; hediyeydi, geri çevirmek olmazdı, aldım kitabı.
— Sağ ol İrfan Abi.
Sonra da çıktım kalabalığın içinden. Tekrardan diğer çocuklara baktım. Hepsi çok güzel şeyler almıştı. Sonra
Arif’in sesini duydum:
— Haydi Necati! Gün batımı vakti geldi. Bu sefer erken gidelim de koşmamıza gerek kalmasın.
Sırıttı sonra. Yürümeye devam etti. Ben de koşarak ona yetiştim. Beraber çimenliğe doğru yola koyulduk. Geldiğimizde
kimse yoktu, tek başımızaydık. Çimenlerin üzerine uzandık.
— Necati.
— Efendim Arif.
— İrfan Abi sana ne dedi?
— Şiir kitabı verdi ama okumayacağım. Kitap okumayı pek sevmem. Sen de biliyorsun.
Biraz bekledi ve derin bir nefes aldı Arif:
— Olur, mu canım öyle şey! İrfan abi onu sana hediye etmiş okumamak olur mu Necati! Hem ben de okuma bilseydim
keşke. Sen yine okula gidiyorsun Necati. Benim hatırıma oku Necati. Sonra bana bir şiir okursun içinden.
— Tamam, ama sırf senin hatırına okuyacağım.
Gün batımının başlamasına az kalmıştı, diğerleri de yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. O gün daha konuşmadık.
Aradan iki gün geçtikten sonra kitabı elime aldım ve okumaya başladım. Kitap, resmen beni içine doğru çekti. Bir
günde bitirdim. Ertesi gün dışarı çıktığımda Arif’i gördüm.
— Necati! Nerelerdesin sen? Dün hiç dışarı çıkmadın.
— Sürpriz!
— Ne sürprizi? Neyse neyse. Hadi gün batımı başlayacak, gitmemiz gerek.
Sonra çimenliğe doğru koşmaya başladık. Bu gidişimizde tüm mahalle oradaydı. İrfan abi de. Kimseden ses
çıkmıyordu. Bu anı fırsat bildim ve başladım yüksek sesle okumaya:
3. HAFTA
62
Bir ağaç gibi olmalı insan dediğin
Arkadaş dediğin, dost dediğin
Cömert olmalı,
Ağaçların dallarını kuşlarla paylaştığı gibi.
Bir ağaç gibi olmalı insan,
Yenilemeli kendini
Her sonbaharda,
Ağaçların yapraklarını döküp yenilenmesi gibi.
Ağaç gibi olmalı insan,
Neşeli olmalı
Selamlaşmalı, gülümsemeli,
Ağaçların açan çiçeklerinin etrafa neşe saçması gibi.
Bir ağaç gibi olmalı insan,
Paylaşmalı
Paylaşımcı olmalı,
Kudretli ağaçların bize nice nimetler sunması gibi.
Arif kolunu omzuma atıp:
- Can dostum benim, ağacım…
Merve Cihan YILMAZ
Çocuklardan Ev Yapımı Öyküler, Millî Eğitim Bakanlığı Kültür Eserleri
SORULAR
1. Sizlerin de mahallenizde ortak yapılan faaliyetler var mı?
2. Şiirde geçen “Bir ağaç gibi olmalı insan dediğin” cümlesi size neyi anlatıyor?
3. İyi bir dostun özellikleri neler olmalı?
3.